Narin Güran cinayetinde tutuklanan anne Yüksel Güran ile ağabeyi Enes Güran’ın tutuklama gerekçeleri, “kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren dosyadaki mevcut delil durumu ve şüphelilerin aşamalarda verdikleri beyanlardaki çelişkileri” olarak değerlendirildi.

Merkez Bağlar ilçesindeki kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos'ta kaybolan ve 8 Eylül'de mahalleye 2 kilometre uzaklıktaki Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cinayetiyle ilgili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma devam ediyor.

Soruşturma çerçevesinde, 22 şüpheli dün Diyarbakır Adliyesi’ne sevk edildi. 25 saati aşkın süren sorgulama sürecinde, Narin'in annesi Yüksel, ağabeyi Enes, amcası Fuat Güran, iki kuzeni ve yengesinin de aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi. Baba Arif Güran’ın da dahil olduğu 4 kişi ise adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Toplamda 14 kişi serbest kaldı.

Kırgızistan’da Türk-Kırgız İşbirliğiyle Yeni Hastane Açıldı. Kırgızistan’da Türk-Kırgız İşbirliğiyle Yeni Hastane Açıldı.

Diyarbakır 4. Sulh Ceza Hakimliği, anne ve oğlunun tutuklanma kararını, şüphelilerin beyanlarındaki çelişkiler gerekçesiyle verdi. Adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı belirtilen kararda, şu ifadeler yer aldı:

“Şüpheliler Enes Güran ve Yüksel Güran’ın üzerine ‘Çocuğu kasten öldürmek’ atılı suçuna yönelik kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren dosyadaki mevcut delil durumu, şüphelilerin aşamalarda verdikleri beyanlardaki çelişkiler, şüphelilerin Narin’in kaybolduğu güne dair olay anlatımlarının birbirini doğrulamadığı hususu, adli tıp raporunun henüz dönmediği, birçok şüpheli ve tanığın çelişki beyanlarda bulunması hususu dikkate alındığında, delillerin karartma ihtimalinin var olması, HTS kayıtlar ve tüm dosya kapsamı göz önünde bulundurduğunda suç isnadına yönelik somut delile dayalı kuvvetli şüphe oluşturması nedeniyle ve yargılama sonucunda suçlu bulunması halinde alacağı ceza miktarı göz önünde bulundurarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. Maddesinde öngörülen geçerli şüphe sebeplerinin, 1982 anayasasının 19. Maddesinde belirtilen kuvvetli belirtinin ve CMK’nın 100/I maddesinde öngörülen kuvvetli suç şüphesi gösterir somut delillerin mevcut olduğu, müsnet suç için kanunda ön görülen cezanın alt ve üst sınırı, verilmesi beklenen cezaya göre tutuklama tedbirlerinin ölçülü olması bu nedenle adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı anlaşıldığından şüphelilerin CMK’nın 100. Maddesi gereğince ayrı ayrı tutuklanmalarına karar verildi.”