Nefsin Arzuları

Abone Ol

İhtiyacımızdan fazlasına sahip olmak istediğimiz her şey nefsimizin arzularına kulak vermemizden ileri gelir. Nefsimiz dünyaya dair hep daha fazlasını talep eder ki bu istek ve arzularımız bizi dünyayla daha çok meşgul etsin, bizi dünyaya daha çok bağlasın.

Giymemiz için yeteri olan bir iki çift ayakkabı, çanta bize yetecekken nefsimiz daha fazlasını arzu eder. Oturduğun ev artık sana küçük geliyor daha büyüğüne taşınmalısın der, bu kıyafetlerin modası geçti daha modern ve daha renkli kıyafetler giyinmelisin der, misafirlerine bir iki çeşit yetmez çeşit çeşit ikramlar sunmalısın der. Bu şekilde bu liste uzar gider.

Büyük mutasavvıf İbn-i Arabi Hazretleri şöyle der: "Dünyada tek ihtiyacın açlığını doyuracak kadar helal yemek, kendini örtecek kadar giysi ve başının üstünde bir çatıdır.Ötesine göz dikme."

Arzularımız bizi israfa, kanaatsizliğe, şükürsüzlüğe, memmuniyetsizliğe ve hep fazlasına dair beklenti içerisinde olmaya sürükler.

Herkesin hayatında sahip olduğu bir sürü nimet vardır. Bu nimetlerin farkında yaşayarak, şükrünü eda ederek, sahip olduklarımıza kanaat ederek, manevi ihtiyaçlarımıza özen ve gayret göstererek yaşamayı öğrendiğimizde hayatından daha zevk alan, beklentisi daha az olan, vicdani huzuru yaşayabilen daha mutlu bireyler olmayı başarırız aslında.

Manevi fakirlik içerisinde yaşayan maddi zenginleriz, her birimiz. Maddi zenginlik içerisinde mutmain olamayan ama yine de bu yoldan ayrılmayan, nefsi arzuları için yanıp tutuşan zenginler.

Manevi fakr halimizi anlayıp Allah'a duyduğumuz iştiyakımızı arttırdığımızda, Rezzak'ımızın bize verdiklerine razı ve kanaat içerisinde yaşamaya başladığımızda ve ilahi rızaya ulaşma arzusuyla yanıp kavrulduğumuzda iyileşmeye başlamışız demektir.

Ayten Kutluay